24 Nisan 2011 Pazar

Haftanın Kahvaltı Müziği - 24.04.2011

Bu haftanın kahvaltı müziği, Mozart'ın 5 nolu keman konçertosu.. Osmanlı'nın Viyana kapılarına dayandığı yıllarda, dönemin bestecilerinin özellikle Mozart'ın Türklerden etkilendiğini biliyoruz.  Türk Marşı da bu dönemin bir ürünü.  Aynı türk marşı gibi bu eserin finali olan rondo bölümü de Mozart'ın bu esinlenmesini gösteriyor. O yüzden bu konçertonun adı Türk konçertosu diye de geçiyor. Bu eserin ilk bölümü olan allegro ve son bölümü olan rondo bölümlerini aşağıda alt alta dinleyebilirsiniz:







Avatar The Last Airbender Hayranlarına Güzel Haber

Şubat ayında Dark Horse Comics, Avatar The Last Airbender için çizgi roman basımına başlayacağını duyurmuş ve biz Aang hayranlarını sevince boğmuştu.. Üstelik çizgi romanlar haftalık olarak ve 3 sezonun bittiği yerden başlayacak.. Dark Horse Comics'in blogundan ve gidip de Galatasaray'daki Gon Çizgi Roman Kitabevi'nden öğrendiklerimden oluşan birkaç bilgiyi sizinle paylaşmak istedim. 

7 Mayıs Free Comic Book Day gününde Avatar için iki sayı oluşturulacak, bu sayılar Star Wars - The Clone Wars ile beraber satılacak. İkinci tarih ise 13 Temmuz. Bu tarihte Dark Horse tam 240 sayfalık Lost Adventures kitabı çıkaracak ve bunun 70 sayfası daha önce yayınlanmamış içerikten oluşacak. 2012'nin ilk yarısında ise Aang artık haftalık olarak bizlerle birlikte olacak. Dark Horse 3 sezonun bittiği yerden ekibimizin yeni dünyayı kurma maceralarını yayınlamaya başlayacak. 

Bu bahsettiğim tarihlerin üzerine yaklaşık olarak 20 gün- 1 ay gibi süreler koymak, Türkiye geliş tarihini belirlemenize yardımcı olur.


Bilmeyenler için, Gon Kitabevi Galatasaray Lisesi ile YKY arasındaki caddeden (Yeniçarşı Cd), aşağı inerken sağda kalıyor. 34/A numarada. Bu arada henüz oluşmamış web sayfalarından GON'un Robinson Crusoe 389'un bir dalı olduğunu öğrendim ve bu beni daha da mutlu etti. 



17 Nisan 2011 Pazar

Haftanın Kahvaltı Müziği

Şu sıralarda iş ile o kadar çok yoğunum ki, kendimden geçtiğim zamanlarda hep beni kendime getiren Radyo 3 oluyor. Bu hafta ise ilk kez dinlediğim ama resmen aşık olduğum bir müziği size sunacağım  haftasonu seçkisinde. İş nedeniyle bloga giremediğim zamanlar olduğundan, Cumartesi Kahvaltı Müziğinin köşe ismini Haftanın Kahvaltı Müziği olarak değiştirdim, ama etiket ile oynamadım, hepsine aynı etiket altından ulaşabileceksiniz. Bu haftanın seçkisi Saint- Saens'ın Samson et Dalila'sından Danse Baccharale.



Bence Formula1'in En Güzel Yarışı

Geçtiğimiz hafta koşulan Formula 1 Çin Grand Prix’inde Vettel’in 3 hafta üst üste kazanma amacı yıkılırken, takım arkadaşı Webber ise 18. olduğu ve hayalkırıklığı yarattığı sıralamalardan sonra tırmana tırmana podyumu ele geçirdi ve beni yıllar öncesine götürdü..

Yıl 2000, Hockenheim Almanya GP.. Micheal Schumacher ve Mika Hakkinen arasında müthiş bir şampiyonluk savaşı vardır. Artık Ferrari, her şeyiyle tam olarak hazırdır, Schumacher, Todt, Brawn,Byrne  ile.. Deli gibi istediği şampiyonluk için savaşmaktadır, Markalar Şampiyonluğu için savaşta ise ekibe bu sene katılan Barrichello da destek verecektir. Ama 2000 Hockenheim GP’si markalar şampiyonluğu için bir yara demektir. 2. Pilot Barrichello yarışa 18. sıradan başlayacaktır. Mclaren ise Coulthard ile ilk sırada, Schumacher 2, Fisichella 3. ve Hakkinen 4. sıradadır. Formasyon sırasında Barrichello’nun önündeki Button arabasını çalıştıramaz ve gridin en sonuna yerleşir, Barrichello’nun önü açıktır. Start esnasında, Fisichella ve Schumacher bir anda birbirine girer, ikisi de yarış dışıdır. Kabus gibi bir haftasonudur Ferrari için,  şampiyonluk adayı pilotları yarış dışıdır, Mclaren arabaları ise bir anda 1 ve 2. sıraları alırlar ve  McLaren taraftarları şarkılara başlar. Artık Ferrari umudu kesmiş, Baricchello'nun 11. sıraya yerleşmiş olması bile umutları yeşertmemiştir. Fakat muhteşem Ferrari'si ile Barrichello herkesi geçmeye başlar,  ilk pit stoplar sonrasında McLaren’ların 32 saniye gerisinde 4. sıradadır, kimse bu farkın kapanacağını düşünmemektedir. Bir yandan yağmur bulutları yaklaşırken, kader de ağlarını örmektedir.

Nitekim, Mercedes fabrikasında çalışırken kovulan bir işçi, Hockenheim’in ormanlık arazisine bir gün önceden gizlice girmiş ve tam da bu esnada piste dalar. Elinde, “Sağlık sorunlarımı bilmesine rağmen, bana yapamayacağım bir iş veren Mercedes beni kovdu” yazılı bir döviz de taşımaktadır. Hemen güvenlik aracı devreye girer ama McLaren’lardan sonra... Böylece 3. Trulli ve diğerleri hemen pite girer ve McLaren garajında kimi ilk önce pite alacağız diye karışıklık yaşanır. Önce Hakkinen ve sonra Coulthard alınır pite ve bir anda Coulthard sıranın en sonuna düşer. Artık McLaren'lar ve diğerleri arasında fark erimiştir. Güvenlik aracı çıkar çıkmaz yaşanan bir kaza ve Trulli'ye sarı bayraklar altında geçiş cezası birden 18. sırada başlayan Rubens Barrichello'yu ilk sıraya yerleştirir. Hockenheim'a ise yağmurun ilk damlaları düşmeye başlamıştır.

İşte dahiyane Ferrari stratejisi bu anda devreye girer. Hockenheim o kadar uzun bir pisttir ki, yağmur pistin bazı yerlerine yağmakta, bazı yerleri ise kuru bırakmaktadırlar ve yağmur altındaki sürüşü ile güven veren Barrichello pite alınmaz. Artık Hakkinen yağmur lastikleri ile ıslak zeminde, Barrichello ise kuru zeminde uçmakta ve toplam tur dereceleri her ikisi için de eşit olmaktadır! Son 6 turda yağmur iyice etkisini artırır ve Barrichello o kadar güven kazanmıştır ki pite girmez, yani son 6 turu kuru zemin lastikleri ile yağmurda geçirir, kariyerinin ilk birinciliğini elde eder, yağmur altında harikalar yaratanlar arasında ise çoktan yerini almıştır. Artık 2 tür damla düşmektedir Hockenheim’a.. Yağmur ve Brezilya bayrağını gururla açmış, ilk grand prix'sini kazanan Barrichello’nun gözyaşları....
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...