30 Temmuz 2011 Cumartesi

Sanatçıya Saygı (?!?)

Bu sene Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından Aspendos Opera ve Bale Festivali'nin 18.'si düzenlendi. Festival kapsamında Türkiye'den ve dünyanın çeşitli ülkelerinden opera ekipleri muntazam eserler sahneledi. Festival'in en flaş ismi ise dünyaca ünlü şef Mehta ile gelen ve en az Mehta kadar ünlü Viyana Filarmoni Orkestrası'ydı. Viyana Filarmoni'nin üst üste 2. sene ülkemizi ziyaret ettiği bu gecede Antalya'lılar tam anlamıyla Aspendos'u tıklım tıklım doldurdu, insanımızın klasik müzikle tanışması, ülkemizde de klasik müzik sevgisinin çoğalması adına gerçekten güzel bir akşamdı. Bizler de televizyonda izlediğimiz için oldukça şanslıydık, buradan Habertürk kanalına ve Bedia Güzelce'ye sonsuz teşekkürler.

Konser 2 bölümden oluşuyordu ve arada Bedia Güzelce, TRT Radyo3'te salı sabahları yaptığı enfes program ile de kalbimizde yer edinmiş Serhan Bali ve müzik eleştirmeni Evin İlyasoğlu ile bir söyleşi gerçekleştirdi. Her şey gayet güzel gidiyordu ne var ki Evin İlyasoğlu'nun seyirciler ile ilgili talihsiz cümlelerini duyana kadar. Seyirciyi saygısızlıkla eleştiriyordu kendisi kulaklarıma inanmamıştım. Neymiş, orkestranın konsantrasyonunu bozmuşlar, eser aralarında alkışlanır mıymış? Hatta ertesi günkü yazısını da sanata sanatçıya saygı üzerine oturmayı planlıyormuş. Serhan Bali aynı konuya olduğunca alttan alır bir şekilde yaklaşarak coşkulu bir izleyici kitlesinin olduğunu ve ilk kez bir klasik müzik konseri izleyen kişilerin de ağırlıkta olabileceğini belirtti ama Evin Hanım'ı durdurabilmek ne mümkün? Yapılmazmış edilmezmiş. 

Ben ilk başta yerimden oynayan sinirlerimi yatıştırmak için bayağı bekledim, bu yazıyı yazmayı da neredeyse 1 ay kadar erteledim. Ama bugün internette gördüğüm bir başka durum ile de gerçekten dumura uğradım. Aynı kişi, Türkiye'nin ilk ve tek Avrupa Kupası finali oynanırken konser izleyen kişileri gerçek müziksever olarak nitelemiş ve diğer herkesi tu kaka ilan etmiş. 

Nedir bu sadece belli kişiler belli işleri yapar diyip diğer herkesi soyutlamak, kendisini ve kendisi gibi düşünenleri ulaşılamaz bir noktaya yerleştirmek. Belli değil mi o kişilerin de hayatlarında ilk kez klasik müzik konseri izledikleri ve bu nedenle başka bir esere geçtiklerini sandıkları için alkışladığı? Sonunda seçkinci deyince de kızıyorsunuz Evin Hanım ama bu seçkincilikten kurtulacak cümleler kurmanız gerekir. Unutmayınız ki bu ülkede klasik müzik sevenler ve dinleyenlerin oranı %5 bile değil. O gecede klasik müziği eğer 10-15 genç sevdiyse bu bile başarıdır.

Son olarak da bir sözüm Viyana Filarmoni'ye. Tamam yeni yıl dışında polkalar valsler çalmak için büyük servet ödenmesi gerekir ama ve Mehta'nın orkestrayı yönetmesinin 50 yılı şerefine  ilk konserinin eserlerini çalmak saygı duyulası ama bütün turnede çalmak yerine daha popüler eserler seslendirmek çok mu zor acaba? Bunun aynısını geçen sene de bu seneki programda da gördük, insanlar bir beklentiyle geliyorlar, bu beklentiye de güzel cevap vermek hoş bir jest olurdu..

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...