1 Mayıs 2012 Salı

Radyo 3 Yok Ediliyor, Bari Tiyatroyu Kurtaralım


Radyo-3 solmasın diye haykırdık, sesimiz duyulmadı. Radyo-3 solar solmaz yok etme çalışmaları başladı. Daha da açıktan Radyo 3’ü silmek için sistematik çalışma devam ediyor.  İşte son dönemde yapılan icraatler!

2012 yılının Ocak ayında başlayan yeni yayın döneminde, Salı günleri yayınlanan Serhan Bali’nin Müzik Takvimi programı yayından kaldırıldı. Bundan başka programları da yayında olan Bali’nin tamamen Radyo-3’ten uzaklaştırıldığı öğrenildi. Nedeni açıklanmadı.

17 yıldır yayında olan bir caz programı tamamen yayından kaldırıldı. Seyirci ile dalga geçer gibi, aynı programın arşiv kayıtlarını aynı saatte yayınlamaya başladılar. Nedeni açıklanmadı.

Canlı yayın saat 9.00’da başlarken artık 10.30’da başlıyor. 9.00’a kadar olan sabah kuşağını 10.00’a kadar uzattılar. 9.00’da başlayan 1 saatlik programların tamamının yayını kaldırıldı ya da yerleri değiştirildi. 10.00’da başlayan yarım saatlik programların tamamı kaldırıldı, yukarıda yazdığım dalga geçme burada da aynı programların aynı saatte sanki canlı yayınmış gibi arşivden yayınlanması ile devam ediyor. Belli belirsiz kısa bir sinyal ile programın en başında Radyo-3 arşivinden adıyla yayın yapılıyor.  Nedeni açıklanmadı.

10.30’da başlayan ve dinleyicisinin artık bir refleks eseri radyosunun düğmesine uzandığı programlar kaldırılmaya başlandı. Serhan Bali’nin boşalttığı yere 1 saatlik bir başka programın süresi uzatılarak konuldu,  Perşembe günü 9:00’da başlayıp 1,5 saat süren Müzik Mutfağı programı Cuma 10.30’a kaydırıldı.  Cuma 10.30’da başlayan Konserler Şehri İstanbul programı ise 2011’de geceye kaydırıldı 2012’de ise tamamen kaldırıldı. Derken Müzik Mutfağı içinde Saadet Baykal’ın sesini sadece 5 dakika boyunca mutfak kurdu adı altında ajandayı verirken duymaya başladık.  1.5 saatlik program 5 dakikaya düşürülmüştü yani. Sadık dinleyicinin saat değişikliğine alışması çok zor oldu, aslında alışmaya da gerek kalmadı, bu tam hızla devam eden,  dinleyici kitlesi yaratmış üstelik programda müzik kitapları, ücretsiz konser davetiyeleri dağıtılmaya başlamışken, bugün aldığım haber şoke etti. Müzik Mutfağı da yayından kaldırılmıştı. Program sunucularından Burçin Büke’ye twitter’dan sordum bir açıklama yapmadan program sona erdi demişler. Bu kadar yıldır program yapan Gaye Çağlayan ve Burçin Büke’ye en azından bir açıklama yapmak gerekirken, bunu yapmaya gerek duymayan bir TRT yönetimi var.

Tüm bunların sinyalleri önceden gelmişti aslında. TRT, sadece büyük illerde Radyo-3 frekanslarını korurken diğer illerde TRT’nin başka kanallarına yönlendirmişti.  İlk gelen tepkiler sonrasında TRT bu konuda şimdilik frekans değişikliği yapıyoruz, Radyo-3’ü etkisizleştirmek gibi bir durum kesinlikle söz konusu değildir demişti. Ama sonrasında TRT yetkililerinden birisinin açıklaması yapılan işin nereye gideceğini de açıkça ortaya koymuştu: “Türkiye’nin %7’si klasik müzik dinlemektedir” Bu korkunç açıklama sonrasında yukarıda yazdığımız yok etme programının startı verilmiş oldu.

Bu yazının TRT’nin kuruluş yıldönümüne gelmesi de ironik oldu. Bugün yapılan açıklamada ve tebrik mesajında TRT’nin kalitesinden, saygınlığından ve marka değerinden bahsedilmiş. Yorumu size bırakıyorum.

Peki, tüm bunların gündem maddesi olan tiyatro ile ne ilgisi var. Yukarıda Radyo-3’ü Şehir Tiyatroları ile TRT’yi İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile radyo programlarını tiyatro eserleri ile değiştirin ve yazıyı bir kez daha okuyun. Aynı sistematik yok etme ve yıldırma orada da yapılacak.

Sistem tarafından istenen tek bir insan tipi var: Kitap okumasın, tiyatro izlemesin, farklı düşüncelere sapmasın, çok sesli olmasın. Bir insanın çok sesli olmasında, çok sesli düşünmeye başlamasında,  en önemli bileşenlerdir oysa bunlar. Bizleri yönetenler, bu bileşenleri üretenlere, sunanlara gerekli desteği vereceği yerde,  yayılması için uğraşacağı yerde en hayati kaynağı olan devlet desteğini kesmeye gidiyor,  özelleştirmekle tehdit ediyor. Biliyorlar ki özel sektöre de birkaç düzenleme ile sanata desteği kesebileceğini. Böylece sanatı da yok etme yönünde sinyalleri vermiş oluyorlar.  Bunu da halk adına yaptıklarını söylüyorlar. Oysa halk, onlara göre paragrafın başında bahsettiğim insan tipi. O insan tipini seviyor ve istiyorlar.

Radyo-3 elimizden gitti, tiyatro elimizden gitmesin, daha yüksek sesle haykıralım Şehir Tiyatroları Yok Edilemez diye.

3 yorum:

Balthus dedi ki...

Facebook'ta radyo 3 istanbul grubuna üyeyim.Müzik mutfağı adlı programın kaldırıldığını ilk oradan duydum.Gaye Çağlayan dediğiniz gibi hiç bir açıklama yapılmadığını hatta alaya varır şekilde konuştuklarını belirtiyor gruptaki gönderilerinde.Bu arada çok güzel bir blog :)

Biko dedi ki...

İlginize çok teşekkür ederim. TRT'nin bu yöntemine şaşırdık mı? Tabii ki hayır. Aynı zihniyet tiyatroyu da kuşatmış durumda.

Biko dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...