26 Şubat 2011 Cumartesi

Değişen Gençlik Profili: Odtü, Burger King ve Starbucks

Geçtiğimiz hafta twitter’da paylaşılan bir gazete haberi aslında oldukça şok ediciydi. Bu linkte bulabileceğiniz habere göre, yıllarca Mc Donalds’ın giremediği her seferinde büyük bir direnç ile karşılaştığı ODTÜ’de Burger King ve Starbucks açılmıştı. Haber de gazetede “ODTÜ kalesi düştü mü?” başlığı ile verilmişti.

ODTÜ.. Türkiye’deki 1968 olaylarında en önemli rol oynayan yerlerin başında gelen kampüs. Deniz Gezmiş’lerin okuduğu okul. Muhteşem bir harf dizisi ile stadının merdivenlerinde DEVRİM yazar. Sadece bu da değil, nerede tepki gösterilmesi gereken bir yer varsa mutlaka ve mutlaka öğrencileri ve öğretim üyeleri tepki gösterir. En basitinden Tübitak’a gösterilen tepkiyi ve fotoğrafı da bu linkten görebilirsiniz.

Peki ne oldu da bu okuldaki öğrenci profili değişti ve Mc Donalds’ı kovan öğrencilerden artık Burger King ve Starbucks’a da kampüslerinde yer veren öğrenciler haline geldiler? Aslında değişen sadece ODTÜ’deki değil Türkiye’deki aynı yaş profili. Özellikle 1980’lerde kasıtlı olarak başlatılan dejenere bir toplum isteğinin vardığı sonuçlar. Kitap okumaz, önüne geleni sorgulamaz, Amerikan özentisi, çalışmak istemez  ama çok zengin olsun herşeye sahip olsun ister, “trend” olan kavramlar meraklısı ve o kavramların içini hızla boşaltan, seçimlerde oy kullanmayan, ülkede neler oluyor diye soru sormayan, cebinde parası olmadığı halde iphone ve ipad kullanmak isteyen, her şeyin en iyisine hiç çalışmadan ya da minimum çalışmayla konmak hayalini kuran. Hepsi tüm mekanları ezbere bilir, bazı konular vardır hep ondan bahsederler ve onu savunurlar. Çünkü o sıralarda trend odur. Bu konular hakkında bilgi sahibi olmayanları ise aşağılarlar kendilerince. Sadece okullarda değil, tüm toplumda bunları görmek mümkün. İş yerimin 2003 management trainee programında yer aldım. Programda yeni mezunların hemen hemen tamamı 2 sene içerisinde müdür olmak hevesinde ve isteğindeydi.  Hepsi aşırı mutsuz, çünkü hayallerini kurduğu ortam okuldan çıktığında karşılaştığı ortam ile birebir ters. Kardeşim, 2005 yılında Sinema Televizyon bölümünden mezun oldu ve (kendisi bu arada yaşıtlarına göre oldukça bilgilidir ve yetiştirmiştir) derse giren öğretim üyelerinin söyledikleri en önemli söz, “entelektüel düzeyi gelmiş geçmiş en kötü sınıfsınız. Yerlerde sürünüyorsunuz.” Bu korkunç entelektüel düzeyde olan kişiler ileride bu ülkeyi yönetmeye talip olacaklar. Düşünebiliyor musunuz olayın korkunçluğunu? Okullara dönersek düşünsenize, bir tarafta 1968 kuşağından gelen hocalar, diğer tarafta ise hiçbir şey sorgulamayan adam sendeciler.

Arkadaşlar durum vahim. Artık gençliği daha çok sorgulamaya itecek, toplumun neresinde olursa olsun önüne konanla yetinmeyecek haklarını arayacak bir konuma getirmek lazım. Ama bunun için de sağlam organize olmuş bir eğitim sistemi olmalı. Darwin’i anlattı diye soruşturmaya uğrayan öğretmenler varken çok mu şey istiyorum nedir?

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...